Ama Ben Haklıyım Ya!…

Es-Selamü Aleykum, sevgili okurlar,
Aile içinde çıkan kavgalar hep bir tartışma ile başlar. Sebebi de hep bellidir. Eşler haklı olduğu için birbirine kızar, tartışırlar, sonra da kavga çıkar.
Hanımına şiddet uygulayan erkekler hep kendini haklı görmüştür. Hanımının bir suçu olduğunu düşünür. Önce azarlar, kadınlar da zaten cevap vermeden duramaz. Laf üstüne laf vururlar birbirine. Sonra şiddet.
Kocasının başının etini yiyen kadın. Kocasının bir suçu vardır ki, kocasına palazlanır. Hesap sormaya kalkar. Amaç adama istediği başka şeyleri yaptırmak için adamı ezerek bastırmak. Adam ise çoluk çocuk hatırına alttan almaya çalışır.
Niye yaptıklarını soralım. Cevap ne?
Ben haklıyım ya!
Diyelim ki haklı: Uygulanan bu fiziksel ve psikolojik şiddet telafisi olmayan yaralar açıyor.
Hele bir de yılların birikmişliği varsa. Eşler birbirinden nefret ediyor. Bu nefreti hazmederlerse, huzursuz bir evlilik sürüyor. Psikolojik hastalıklara bile neden oluyor.
Hazm edilemez ise boşanılıyor. Ya da daha vahimi, evlilik dışında kendisine bir gelecek görmeyen erkek veya kadın, intihar ederek hayatına son veriyor.
Sebep nedir?
Ben haklıyım ya!
(Al o hakkını başına çal. Değdi mi şimdi?)
Ne yazık ki, ailedeki bu olumsuz havadan en çok çocuklar etkilenir. Ya içine kapanık, ya da aşırı saldırgan olup çıkarlar.
Aile içindeki iletişimde eşlerin birbirinden hak iddia ederek tartışması iki tarafı da yıpratır. Adı üstünde “eş”; yani bir bütünün iki parçası. Bu davranışları, insanın kendisini testere ile kesmesine benzetiyorum.
Eşler birbirine karşı elbet kusur işleyebilir. Bunu her zaman orta yol ile halletmek lazım. Birbirlerinin gönlünü alarak evlilikte ilerlenir. Sanki kendisinin kabahati hiç yokmuş gibi davranılmaz. Yara üstüne yara açılmaz. Yaralara merhem sürülür.
Hayır dualarınızı esirgemeyin.
Mustafa Erol
islamievlilik.net