Ben Nasıl İbadete Yöneldim ?
Es-Selamü Aleyküm sevgili okurlar.
Liseden mezun olacağım yaz mevsimiydi. 1995 yılı Haziran ayının bir cuma günü, cuma namazına gitmiştim.
İlk sünneti kıldıktan sora hoca hutbeye çıktı. dualarını ettikten sonra sahabe döneminden bir kıssa anlattı: “Sahabeden bir delikanlının babası ölmüş. Bunun haberini alan Sahabi hemen evine gider. Ancak o zamanın şartları işte. Yetişinceye kadar cenaze kefenlenmiştir. Babasını son bir kez görmek istese de etrafındakiler müsaade etmez. Kendisini tutarlar. Daha fazla zorlar ve kendisini zaptetmeye çalışanlardan kurtulup kefeni açar. Yüzünü görür. Delikanlının yıkıldığı an o andır. Babasının yüzü kapkara.
Derin bir boşluğa düşer. Hemen Peygamber efendimize gider; bu halin ne demek olduğunu sorar.
Resulullah babası hakkında biraz bilgi ister. “Nasıl biriydi?” diye sorar.
Sahabi “Çok iyi bir insandı. Kimseye zararı olmazdı. Herkes ondan memnundu.” diye cevap verdi.
Ben de içimden düşünüyorum; “Mustafa, aynı senin gibiymiş.” diye
Hoca hutbede anlatmaya devam ediyordu:”Ancak bir türlü namaz kılmazdı. Başı secdeye gelmezdi.”
Kendime hitap ederek benim kafamdaki düşünce tekrarladı: “Mustafa, aynı senin gibiymiş.” İşte o an benim yıkıldığım an oldu. Zaten hutbenin geri kalanını hiç hatırlamıyorum.
Camide kendim derin bir boşluğa düşmüş gibi hissettim. Allah sizi inandırsın deprem varmış gibi yer sallanıyordu bana. Etrafımdaki insanlara bakarak ortamın normal olduğunu anladım.
Hayatıma ibadetsiz şekilde devam edersem benimde yüzüm kapkara olacak ve mahşerde Allah’ın huzuruna bu utanç ile çıkacağım endişesi başladı ben de. O utanç halimle o cuma namazını kıldım ve devam ettim. Ben namazı bıraksam da artık namaz beni bırakmadı. Elhamdülillah.
Hayır dualarınızı esirgemeyiniz.
Mustafa Erol
islamievlilik.net