Kadere Dair
Es-Selamü Aleykum, sevgili okurlar,
Kader Allah ‘ın (c.c.) bilgisidir. İnsanı mecbur kılmak için değildir. Allah’ ın(c.c.) makamı bizim yaşadığımız alemin çok çok üstünde olduğu gibi zamanında çok üzerindedir. Gelmiş ve geçmişe Hakim olan Allah (c.c.) her şeyimizi bilir. Bu bilgisini de kader olarak yazmıştır.
Sonuçta sorumlu gene kuldur. Hiç kimse kaderi bahane ederek kendini aklayamaz.
Birisi tutup tüfekle birini öldürse, katil de dese ki “Ben ateş etmeseydim de ölecekti. Kaderi böyleymiş.”
İyi de bu adamın ölümü kaderinde tüfekle belirlenmiş. Tüfek ile vurulmasaydı ne olacaktı. Bizim için bilinmez bir durumdur. Meçhul yani.
Sonuçta ortadaki cinayetten sorumlu olan katildir. Hayata saygısızlık ve kasıt vardır.
Bir zamanlar cebriye diye bir mezhep çıkmış. Herşeyin kader zorlaması olduğunu savunarak istediklerini yapıyorlardı. Bu adamlar kendilerini masum göstermek için böyle bir yol tutturmuşlar. Ancak ehli sünnet kaidesi böyle bir anlayışı kabul etmez.
Kaderin hikmetlerinden birisi: İnsan gelecek kaygısı ile yaşar. Hep dertlidir. “Yarın ne olacak. Çocuk hangi okula gidecek? İşimi kaybedersem iş bulabilir miyim?” Liste uzar gider.
Ya Hu! Sonuçta kader var. Allah (c.c.) biliyor. Kulu için hayırsız şeyler dilemez. Acı olabilir ama hayırsız değildir.
“Bu kader midir, şu kader midir?” diye bir kafa karışıklığı içinde insanlar. Bütün olaylar kaderdir. Ancak olayların sebebi değildir. Allah (c.c.) öyle olacağını bilmektedir. İlim kudreti ile yazmasına kaderdemişiz. İmanın 6 esasından biridir.
Olayı kısa ve öz anlatmaya çalıştık.
Hayır dualarınızı esirgemeyin.
Mustafa Erol
islamievlilik.net