Zaman Yanılgısı

Es-Selamü Aleykum, sevgili okurlar,
Enbiya suresi 30. ayet: “… göklerle yer bitişikken biz onları ayırdık…”
Bu ayette bahsedilen olay evrenin yaratılmasıdır. Bilim dünyası “büyük patlama” diyor.
İşte evrenin başlangıcı ile beraber bu evrenin en büyük esaslarına biri olan zaman da başlamış oldu.
Yani yaşadığımız gerçeklik evrenle başlamış.
Bu zaman denen olgu çok garip. Evrenin değişik yerlerinde değişik işliyor. Yani esniyor, bükülüyor. Sonuçta mutlak bir gerçek değilmiş. Göreceli olarak işliyor. Bu evrenin çökmesi ile beraber zamanın da bir sonu gelecektir.
Ateistlerin taptığı bu zaman, onları da yanıltıyor. Herşeyi, işleyen zamanın kurallarına göre değerlendiriyorlar. Sonuçta zamanın da yaratılmış olduğunu kabullenemiyorlar. Allah (c.c.) ıslah etsin.
Sadece ateistler değil. Aynı zamanda mutezile aklı da Allah’a (c.c.) zaman isnad ederler. “Allah evreni ve bu dünyayı yarattı. Kendi de göğe yerleşti.” şeklinde düşünüyorlar. Tabii bu düşünce Taha suresi 5.ayetki “Rahmân olan Allah arşa istivâ etmiştir.” ifadeden kaynaklanıyor. Müfessirler tarafından mecazi anlamda açıklanan bu ifadeyi, mutezile aklı “Allah arşa yükselmiş.” şeklinde maddi aleme mahsus bir şekilde açıklamıştır.
Halbuki Allah “Muhalefet-ül Lil Havadis” yani duyduğumuz gördüğümüz hiç bir şeye benzemez.
Hem “Allah (c.c.) önce yarattı sonra oturdu.” gibi durumlar zamana münhasır olan ifadelerdir. Halbuki zamanın bizim yaşadığımız evren için işlediğini ve evrenin yaratılması ile başladığını bilim çevreleri bile kabul ediyor.
Allah (c.c.) yarattığı olayları anlatırken bizim bakış açımıza göre ifade ediyor.
Ha evrenin yaratıldığı an, ha ahiret. Allah için hepsi birdir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin dediği gibi :”Yemez, içmez, zaman geçmez, berîdir cümleden Allâh.”
Hayır dualarınızı esirgemeyin
Mustafa Erol
islamievlilik.net